Cilt Hastalıkların Nedenleri
Tedavi Yöntemleri ve Bakımı

Yüz Bölgesinde Görülen Zona Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Zona hastalığı, su çiçeği virüsünün yetişkinlerde yeniden aktifleşmesi ile ortaya çıkan viral bir enfeksiyondur. 50 yaş ve üzeri her 4 kişiden birinde en az bir kere Zona hastalığı görülmektedir.

Yüzde Görülen Zona Nedenleri

Zona, su çiçeği hastalığına neden olan Varicella-Zoster virüsünden kaynaklanır. Çocukluğunda su çiçeği geçiren herkes ilerleyen yaşlarda zona oluşturabilir. Aynı Herpes virüsü gibi Zoster da asla vücuttan tam anlamıyla temizlenemez. Sinir sisteminin içine gizlenerek yıllarca uyku halinde yaşamaya devam eder. Metabolizmayı yoran ağır hastalıklar, örneğin kanser, virüsün yeniden uyanmasına neden olabilir. Yine yaş faktörü virüsün aktifleşme sürecini etkileyen önemli bir unsur olarak sayılabilir. 50 yaşından sonra insanların bağışıklık sistemleri zayıflayarak virüse karşı dirençleri düşmektedir.

Yüzde Zona Çıkar Mı?

Yüz bölgesi cilt yapısının en hassas olduğu bölgelerden biridir. Güneşe ya da soğuğa aşırı maruz kalma, yakın zamanda geçirilen ateşli bir hastalık ya da bağışıklık sistemini düzenli olarak zayıflatan HIV/AİDS gibi hastalıklar, kemoterapi, radyoterapi gibi tedavi yöntemleri, organ nakli, prednison içeren streoid ilaçların uzun süre kullanımı yüzde zona gelişmesine neden olabilir.

Yakın zamanda yaşanan stresli bir olay, üzüntü ya da endişe de bağışıklık sistemini etkileyerek virüsün aktifleşmesine neden olabilir.

Hastalık 60 yaşın üzerindeki erkekleri kadınlardan daha çok etkilemektedir.

Hastalığın İletim ve Gelişim Süreci

Bütün viral enfeksiyonlarda olduğu gibi Varicella-Zoster virüsü de temas yoluyla bulaşır. Özellikle çocukluk döneminde su çiçeği geçirmemiş olan yani virüse karşı bağışıklık geliştirmemiş yetişkinlerde virüse maruz kalma önce su çiçeğine, ilerleyen süreçte ise zonaya neden olur. Bu yüzden su çiçeği primer, zona rekürren bir inflamasyon olarak adlandırılır.

Lezyon görülen bölgeyi el ile ovmak, kaşımak ve daha sonra el ile vücudun farklı bölgelerine dokunmak hastalığın yayılmasına ve kalıcı izler oluşmasına neden olabilir.

Bu süreçte en dikkat edilecek noktalardan biri yüz bölgesindeki lezyonun göz bölgesine sıçramasını engellemektedir. Hastalık göz bölgesine sıçradığında görme kaybına neden olabilir. El ile lezyonlu bölgeye dokunmak daha sonra elleri dezenfekte etmeden başka bir bölgeye dokunmak hastalığın yayılmasındaki en önemli faktörlerden biridir.

Belirtileri

Zona hastalığının ilk belirtisi cilt yüzeyinde ağrı ve yangı oluşmasıdır. Ardından su çiçeği benzeri kırmızı kabarcıklar oluşmaya başlar. Bu kabarcıklar yangıdan sonraki ilk 8 saatte oluşabileceği gibi 3 gün içinde de çıkabilir. Ancak görünüşleri birkaç gün içinde sarımtrak bir renk alır ve kuruyarak dökülmeye başlar. Virüsün en bulaşıcı olduğu dönem bu döküntülü dönemdir. Kaşıntı, virüsün daha geniş alanlara yayılmasına olanak tanır. Yüzün lezyon görülen bölgelerinde dokunmaya karşı hassasiyet gelişir ve 1. haftanın sonunda skarlaşmış deri iyileşme dönemine girer. Cilt lezyonlarının yanı sıra, baş ağrısı, ışık hassasiyeti ve genel yorgunluk hali görülebilir.

Hastalığın neden olduğu fiziksel acının yanında özellikle yüz bölgesinde gelişen Zona psikolojik olarak da hastaları rahatsız etmektedir. Bu süreçte bazı hastalarda içine kapanma, orta dereceli depresyon, öz güven kaybı görülmektedir.

Tedavi Yöntemleri

Yüzde çıkan Zona hastalığı doktorun döküntülerden alacağı kültür örneği ile teşhis edilir. Yaşamı tehdit edici bir hastalık olmasa da acı verici oluşu, fiziksel ve psikolojik olarak yarattığı etkiler ve bulaşıcı yapısı ile korunma tedavileri ve erken müdahale önemlidir. Hastalığa ne kadar erken müdahale edilirse hastalık süreci o kadar kısalır.

Asiklovir ve Valasiklovir içeren kremler yüz bölgesinde iyileşme sürecini hızlandırmakta ve acı hissini azaltmaktadır.

Daha geniş alanları kapsayan Zona tedavisinde ise antikonvulsanlar, lidokain içeren uyuşturucu ajanlar kodein içeren narkotikler ve kortikosteridler reçete edilmektedir.

Her viral enfeksiyonda olduğu gibi Zona hastalığının tedavi sürecinde C vitamini açısından zengin besin takviyeleri ve bol sıvı tüketimi hastalığın seyrini yavaşlatmaktadır.

Hastalığın önlenmesi ve korunma çalışmalarında Varisella aşısı önemli bir yer tutar. Bugün birçok sağlık ocağı çocukluk dönemi aşıları arasına Varisella’yı ücretsiz olarak uygulamaktadır.

50 yaş üstü kişilerde ise yakın dönemde FDA tarafından onaylanan Zostavax aşısı kullanıma sokulmuştur.

Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmak zorunda kalan 50- 59 yaş arası kişilerde doktorunuz, Zostovax aşısını önerebilir. 60 yaşından sonra ise korunma aşıları önerilmemektedir.

Kaynaklar




Kullanıcı Yorumları ve Oyları

1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading...

Yorum ekle