Dilde Kızarıklık Nedenleri ve Doğal Tedavi Yöntemleri

Travmatik olaylar, sıcak bir gıdanın yarattığı yanıklar, ağız içine tam oturmayan protezler ya da bakteriyel bazı hastalıklar önemli bir sindirim ve konuşma organı olan dil üzerinde kızarıklıklara yol açabilir.

Dilde Kızarıklık Nedenleri

Dil, günlük hayatımızda hem sosyal iletişimi sağlamak hem de yeme, içme, çiğneme gibi hayati unsurları devam ettirebilmek için kullandığımız en önemli organlardan biridir. Bu açıdan dilimiz üzerindeki küçük bir sorun bile hayatımızı kısa süreli sektelere uğratmakta ve büyük problemlere yol açabilmektedir.

Ayrıca, kalp hastalıkları, vitamin eksikliği, diyabet gibi bazı sistemik hastalıklar da dil üzerinde kızarıklık, soyulma, lekelenme, dil yarıkları gibi şikayetlere neden olabilmektedir. Bu hastalıkları yakından tanımak problemlerle başa çıkabilmek açısından büyük önem taşır. Kadınlarda menopoz dönemi dilde kızarıklık sorunlarının dönemsel olarak görüldüğü geçici bir süreçtir.

Dilde kızarıklık şikayetine yol açan bazı hastalıklar şöyle sayılabilir;

Bakteri ve mantar enfeksiyonları; Hijyen şartlarına uygun olarak pişirilmeyen gıdalar, yıkanmadan tüketilen sebze ve meyveler ve çürük dişler dil üzerinde bakteri veya mantar oluşumuna neden olabilir. Kızarıklığın yanı sıra bakterinin türüne bağlı olarak dil ucunda yarılma, şişkinlik ve ağrı şikayetleri ortaya çıkabilir.

Vitamin eksikliği; Demir, folik asit ve B vitaminlerinin yeterli alınamadığı durumlarda papilla olarak adlandırılan tat tomurcukları küçülmeye başlar. Bu süreçte dil düzgün bir yüzeye sahip ve kırmızı olarak görülür. Özellikle asitli, baharatlı ya da tuzlu gıdalar tüketilirken dilde yanma hissi ortaya çıkabilir. Ağız kuruluğu ve konuşma güçlüğü de vitamin eksikliğinin diğer belirtileri arasında yer alır.

Kızıl; Sıklıkla çocukluk döneminde görülen ve bakteriyel bir enfeksiyon türü olan kızıl; yüksek ateş, kusma, yutkunma güçlüğü ve şiddetli boğaz ağrısı ile ortaya çıkar. Sonbahar ve kış aylarında daha yaygın olarak görülür.

Kawasaki hastalığı; Sıklıkla 5 yaşından küçük çocuklarda görülen bir damar hastalığıdır. Belirtileri arasında göz, boğaz, dil ve ağız içinde kızarıklık, deri döküntüleri ve kalp damarlarında genişleme yer alır.

Oral herpes; Halk arasında uçuk olarak adlandırılan ve Herpes simplex virüsüne bağlı olarak görülen bu hastalıkta dil ucu ve diş etlerinde soyulma, koyu kırmızı lekeler, içi su dolu kabarcıklar, yüksek ateş, yutkunma güçlüğü ve lenf bezlerinde şişlik görülebilir.

Lenfogranüloma Venereum; Cinsel ilişki ile bulaşan ve erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen bir enfeksiyon türüdür. Hastalık ilerledikçe kızarıklık ile birlikte dilde büyüme, şişkinlik, derin oluklar ve sikatris dokular görülür.

Dil çiğneme; Psikolojik olarak kendini baskı altında hisseden bireylerde stresli anlarda dil çiğneme, dişleme ve emme gibi bazı davranışlar görülebilmektedir. Kişi stresli anında bu davranışı geliştirdiğini ve kendine zarar verdiğini fark etmeyebilir. Bu kişiler ancak psikolojik destek alarak sorunun nedenlerini ortadan kaldırabilirler.

Tedavi Yöntemleri

1 haftadan uzun süren dilde kızarıklık şikayetinde ilk müdahale aile hekimliği tarafından yapılır. Fiziki kontrollerin ardından aile hekimi konuyla ilgili olarak gerekli görürse kulak-burun- boğaz, zührevi hastalıklar ya da diş hekimliği alanında uzmanlaşmış bölümlerden birine giderek daha detaylı bir muayene olmanızı isteyebilir. Bakteri ve mantar enfeksiyonlarına bağlı durumlarda antibiyotikler ile gargara reçete edilebilir. Oral herpes gibi viral enfeksiyonlarda antiviral krem ve enjeksiyonlar önerilmektedir. Dilde kızarıklık tedavisi sırasında vitamin ve mineraller açısından zengin sıvı diyetler iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olur. Kesin tedavi ancak yapılacak testler ve altta yatan başka bir hastalık olup olmadığına bağlı olarak doktorunuz tarafınızdan belirlenebilir.

Ağız Bakımında Kullanılabilecek Doğal Terapiler

• Çok sıcak ya da çok soğuk gıdalar tüketmekten kaçının.
• Günde en az 2 litre su içmeye özen gösterin.
• Ağız içi enfeksiyonlarında günde bir defa karbonatlı su ile gargara yapın.

Karbonatlı su için; Oda ısısında bir bardak su içine 1 çay kaşığı karbonat ekleyerek hazırlayacağınız karışımı 2 dakika boyunca gargara yapın ve tükürün.

Karbonatlı su, bakteriyel enfeksiyonlarda ağız içindeki asit baz dengesinin düzenlenmesine yardımcı olurken bakteri artışını yavaşlatır. Ağrının azaltılmasına yardımcı olur.