Akne Vulgaris Oluşma Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri
Akne vulgaris, kıl folikülleri ve yağ bezlerinde iltihaplanma sonucu ortaya çıkan kronik bir deri rahatsızlığıdır. Sadece yüz bölgesinde değil, aynı zamanda sırt ve göğüs bölgesinde de görülebilir.
Akne Vulgaris Nedenleri
Kıl kökleri ve yağ bezlerinde iltihaplanma sonucu ortaya çıkan akne vulgaris nedir, normal bir sivilceden farkı nelerdir ve nasıl oluşur sorularını anlamak hastalığın doğru tedavisi için büyük önem taşımaktadır. Bu makalemizde kısaca bu soruların cevaplarını ve uygun tedavi yöntemlerini anlatmaya çalışacağız.
Akne vulgaris nedir; Akne vulgaris; kıl foliküllerinin tıkanması ve epidarmal yenilenme sürecinin kısalması sonucu aşırı sebum üretimi ile sonuçlanan ve çoğu zaman bakteri kökenli olarak gelişen bir enfeksiyon türüdür. Genellikle ergenliğe geçiş döneminde ortaya çıkan bu rahatsızlık sivilce miktarında hızlı artışa ve ağrılı – iltihaplı cilt lezyonlarına neden olur. Yüz bölgesi dışında sebum üretiminin yüksek olduğu boyun, sırt, göğüs gibi bölgelere yayılır. Sivilceden farklı olarak çok hızlı yayılan ve şiddetli reaksiyonlar gösteren akne vulgariste yaklaşık olarak 4 farklı türde sivilce oluşumu gerçekleşir. Bunlar; İltihaplı papüller, komedonlar (genişlemiş siyah ya da beyaz noktalar), sivilce benzeri nodüller ve psodokistlerdir.
Cilt yüzeyinde gelişen lezyon türlerine göre yüzeysel, derin ve sekonder olarak sınıflandırılabilirler:
Yüzeysel lezyonlar:
- Açık ve ya kapalı komedonlar ( siyah ve beyaz noktalar)
- Papüller ( küçük kırmızı sivilceler)
- Püstüller( beyaz ya da kırmızı hafif iltihaplı yapılar)
Daha derin lezyonlar:
- Nodüller ( kırmızı, büyük ve ağrılı topaklar)
- Psodokistler (yarı sıvı yarı katı sertleşmiş yapılar)
Sekonder Lezyonlar:
- Akne vulgarise bağlı kendiliğinden gelişen cilt tahrişleri,
- Çukurlaşmış yara izleri,
- Eritamatöz maküller ( kırmızı lekeler)
- Pigmentli maküller (kahverengi lekeler)
Bu sınıflandırma aynı zamanda hastalığın şiddeti hakkında da bilgi vermektedir. Tedavi sürecinde sadece yüzeysel lezyonlar görülen hastalar için hafif, daha derin lezyonlar görülen hastalarda orta ve sekonder lezyonlar görülen hastalarda şiddetli ve agresif ilaç tedavileri uygulanabilir.
Belirtileri
Normal bir sivilce yaklaşık olarak 2 hafta içinde kendiliğinden iyileşme eğilimi gösterirken akne vulgaris hastalarında sivilce benzeri lezyonlar aylarca varlığını sürdürebilir. Daha geniş alanlara yayılarak cilt yüzeyinde eritemli bölgeler oluşturur. Bu süreç ağrı verici ve acılı olmaktadır. Cilt yüzeyinin hassasiyeti artmıştır. Birbirine bağlanabilen iltihaplı yapılar eklem ağrılarına, genel halsizliğe ve yüksek ateşe neden olabilir. Ayrıca kişi psikolojik olarak süreçten etkilenerek içe kapanma, öz güven kaybı ve depresyon gibi belirtiler gösterebilir.
Cilt enflamasyonu dışında klinik tahliller sırasında görülen akne vulgaris belirtileri arasında;
- polikistik over sendromu,
- insülin değerlerinde artış ya da azalma,
- folikül uyarıcı hormon değerlerinde artış ve azalma
- glikoz değerlerinde artış ve azalma sayılabilir.
Tedavi Yöntemleri
Hastalığın tedavi sürecinde belirleyici olan hastalığın derecesi ve şiddetidir. Semptomların hafif olduğu başlangıç döneminde antibiyotik ilaçlar, çinko ve vitamin takviyeleri ile akne giderici eritromisin, benzoil peroksit, azelaik asit, benzoil peroksit içeren topikal krem uygulamaları ile kısa sürede enfeksiyonun yayılması önlenebilir. Fakat geç kalınmış semptomlarda tedavi daha uzun sürelidir. İlaçla tedavinin yanı sıra yaşam tarzı değişiklikleri de bu süreçte önemlidir. Bu süreçte bol su içmek, cips-kola gibi bakterilerin çoğalmasına uygun şartları sağlayan fast-food gıdaların tüketiminden kaçınmak, cilt hijyenine önem göstermek, cildin yağ dengesini bozan aşırı sıcak sular ile banyo yapmaktan kaçınmak önemlidir.
İlaçla tedaviye yanıt vermeyen hastalarda ışın terapi ya da lazer tedavisi uygulanmaktadır.
Bitkisel Kür Önerileri
Akne Vulgaris, tıbbi tedavide kullanılan ilaçların yanı sıra uygun diyetler ve bitkisel kürler ile desteklenmesi gereken rahatsızlıklardan biridir. Bu süreçte antiseptik özellikleri olan antioksidanlar açısından zengin gıdalar ile beslenmek bağışıklık sistemini güçlendirerek iyileşme sürecine katkı sağlar. Bu süreçte şeker ve nişasta içeren besinlerin tüketimi azaltılmalı, lezyonlu bölgeler tahrip edilmemelidir.
Yeşil çay kürü; Antioksidanlar açısından zengin olan yeşil çay iltihap oluşumunu engelleyerek bakterilerin çoğalmasını durdurur. Kür uygulamasında hem yeşil çayı içerek hem de demlenmiş yeşil çay yapraklarından hazırlayacağınız maskeler ile iyileşme sürecini hızlandırabilirsiniz. Yeşil çay kürü için günde en az 2 çay bardağı yeşil çay içiniz. Fakat ilaçlarla etkileşime girebileceğinden ilaç kullanımından en az 4 saat sonra ya da 4 saat önce yeşil çay içmelisiniz. Maske için ise demlemiş olduğunuz çayın yapraklarını süzerek birkaç damla limon suyu ekleyin ve karşımı püre haline getirin. Lezyonlu bölgeye direkt uygulama yaparak yarım saat bekleyin. Soğuk su ya da buz kalıbı ile bölgeyi temizleyin.
Aloe vera jeli; Aloe vera bitkisinden alacağınız bir yaprağın içinden jeli ayırarak direkt olarak lezyonlu bölgeye sürün. Düzenli olarak günde 2 defa uygulayın. Jel kuruduktan sonra soğuk su ile temizleyin.